Siyasi Partiler demokrasinin gereğidir.Olmazsa olmazıdır.Toplum da dip dalgasını önce kendi partisi için de hisseden yetiştiren büyütüp liderliğe yükselten siyasal ve sosyal örgüttür.Ki siyasi partide liderlik vasfını kazanan kişi toplumu ardın da sürükleyebilsin.
Ne yazık ki günümüz de böyle çekirdekten yetişmiş dip dalgayı algılayan siyasi parti liderlerine rastlanmıyor.Genelikle tepeden inme hiyerarşiye dayalı otokratik siyasi parti düzeni üzerine kurulmuş ve bu şekil de devam etmekte.
Bu sistem istisnasız bütün partileri kapsamaktadır.Adalet ve kalkınma partisini de bu anlam da başarılı bulmuyorum.Recep Tayyip Erdoğan’nın parti liderliğinden çekilmesi halin de yerine geçecek bir dip dalgasın dan yetişmiş liderliğe hazırlanan bir kişilik şu an da ve gelecekte olmayacağı için AK partinin siyasi geleceği de en fazla 7-8 yıl için de son bulacaktır.Bunun için kahin olmaya gerek yok.Geçmişte bu tür siyasi partilerin sonlarının olduğu görülmüştür.
CHP’ye gelince Atatürk’ün kurduğu,bir parti olması özelliğiyle fabrika ayarları bulunan bir partinin her nedense inatla bu fabrika ayarlarına dönmemekte adeta direnç göstermesi ve parti içi dip dalga oluşumunu yaratacak vasıfta özelliklere haiz kişilikte insanları için de barındırmaması nedeniyle,geleceğe parti lideri yetiştirmekten uzak ve bu konuda da bir girişimi bulunmamaktadır.Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilen Muharrem İnce,Cumhuriyet halk Partisinin içinde oluşmuş bir dip dalgası hareketinden gelmemektedir.Keza bunu genel başkanlık yarışında yeterli oyu alamayarak ispat etmiştir.Cumhuriyet Halk Partisi batılı emperyal güçlere şirin görünme sevdasıyla ve ancak böyle mevcut iktidarı al aşağı ederim
hayallerinden vazgeçmezse,Lider yetiştirmeyi gerçekleştiremeyeceği gibi,parti içinde ki uyumsuzluktan, kırmızı çizgilerinden kopuş içinde geleceği belki AK partiden de kısa bir parti konumuna düşecektir.
EBRU TÜFEKÇİ