Faiz iki anlamda kullanılmaktadır.Birinci anlam da faiz borç anlaşmasının satışı sonucu elde edilen gelir oranıdır.İkinci anlamda üretim amaçlı girdi olarak kullanılan kullanılan sermayenin gelir oranıdır.

Azalan verimler kanununa göre üretim faktörlerinin biri değişken (enflasyon) diğeri sabitken (faiz) merkez Bankasının faizi %19 dan /18 e 1 puan düşürmesi üretimdeki değişimi ölçebilecek kanundur .Dünya da enflasyon artışı görülmekle beraber enflasyon dada KDV ve ÖTV de 1 baz puan indirime gidilmesi burada hem iç hem dış piyasada gıda arzın da da yavaş ve dikkatli bir şekilde enflasyonun aynı şekilde indirilmesi baskılaması gerekmektedir.Bu aynı zaman da dünya da Türk Malına olan talebi atrtırabilir.Çekirdek enflasyonda da ihracaatcılarımıza büyük görev düşmekte dövizde aynı oranda bir girdi sağlanması iç piyasada sıkı para politikası uygulanarak bollaşan parayı yatırıma dönüştürülerek ,yabancı hazine bonoları alınarak,özellikle altın Çin hazine tahvillerine yönelmek çekirdek enflesyon da da güvenli bir düşüşü sağlayabilir.

Tüm dünyayı etkisi altına alan çevresel etkenlerin özellikle kuraklık ,sel Pandemi gibi olumsuzlukların sürmesi nedeniyle bu durum gıda fiyatlarında ki maliyet enflasyonunu tetiklemiştir. İthalatçılarımızın çok dikkatli olması gerekmektedir.İthalattada zorunlu ara mal girdileri dışın da ithalatta da bir puan kısıtlama ile başa baş bir ekonomiye geçilebilir.

Uygulanmak istenen politika ile yabancı yatımcının ülkemize çekilebilmesi mümkün olabileceği gibi Enflasyonun düşmesi için bir risk taşısa da deneyip görmek lazımdır.Belki tüm olumsuzluklara rağmen başarılı olur.Denemekle hiç bir şey kaybaetmeyiz.bekleyelim görelim

EBRU TÜFEKÇİ